Blog

Ütopik bir toplumun çocuklarıyız hepimiz. 
Bilgi sahibi olmadan konuşulanları dinler, en popülist olanlara taraf oluruz. 
Her sakal uzatan ve cüppe giyenleri mübarek zannettiğimizden onlara bağlanır mürit oluruz. 
En uzun sakallımızı hoca, en çok ayet ezberleyenimizi âlim, en anlaşılmaz yazanımızı şair, her gürleyenimizi hatip, en tuhaf görünüşlümüzü sanatçı, her önünde etiketi olanı bilim adamı zannederiz en başarılılarından. 
Nice ağzı laf yapanları önder, nice üçkâğıtçıları iş adamı, nice kalem oynatanları yazar bilmişiz en başarılısından. 
Dualarımızı kuantum fiziğine göre evrene havale eder, korunmak için nazar boncuğu kullanır, kapılarımızın üstlerini nalsız bırakmayız en irisinden. 
Mübarek günleri dört gözle bekler Cuma geceleri mesajlar atarak içimizi rahatlatırız. 
En sevdiğimiz gece günah çıkarma büyüsüyle Kadir gecesidir hemen hepimizin. 
Semadan tüm yeryüzüne inen ayetlere inat zihnimize, yaşantımıza ve ahlakımıza hiç yansıtmadan o inen mübarek ayetleri kaldığımız yerden devam ederiz yaşantımıza arındığımızı düşünerek. 
Fikir diye facebook, twitter, instegram ve internetten kopyalayıp yapıştırdığımız çalıntı sözleri sunarız insanlığın hizmetine. 
Kurtuluş diye yoga, meditasyon, reiki, kuantum fiziği, secret, nirvana… ya sarılır, aydınlanmanın huzurunu yaşarız. 
Bize dokunmayan yılanı, yılın yılanı ilan eder plaketler veririz en cafcaflısından. 
Kaybettiğimiz tüm paralarımız sadaka sayar fakire ulaşması için dua ederiz en halisinden. 
Yaptığımız işler yalan dolan olsa da, hayatımız dedikodu ve riya ile geçse de kalbimiz temizdir her birimizin. 
Böylesi bir toplumda huzuru bekleriz huşu ile ve işler ters gittiğinde hep bir başkasını veya başkalarını suçlarız adam gibi işlerini yapmadıklarından. 
Ve bu tipler bizi yıldırdığında en çok kullandığımız söz ‘Bu toplum adam olmaz’ sözüdür, ne de olsa biz o topluluğun içinde değilizdir. 
Sosyal medyada en özelimizi paylaşırken kaç kişilin like’ladığına bakarız heyecan ve huşu içerisinde.
En tarafız olanımızın bile bir tarafı vardır yaşadığımız sosyal çevrede. Ve biz tarafımızı bilgi yerine aidiyet duygusuna göre seçeriz. 
Tarafımıza kutsal gözüyle bakar, laf söyleyenin gözünü oyarız, tahammülümüz olmadığı için. Ve her nedense hep biz iyi, doğru ve objektifken bir diğerleri yanlı, yanlış ve sübjektiftir. 
Eşimizle, çocuğumuzla evimizde zerrece muhabbetimiz yokken sosyal alanlarda sahte pozlar vererek toplumu kandırmaya çalışırız. 
Kan kusar ama kızılcık şerbeti içer gibi yaparız mutsuzluğumuzu katmerlerken.
İşte tüm bu nedenlerden ve daha fazlasından dolayı tüm kalabalıklar içerisinde ve bunca nimete rağmen yalnızlığa ve mutsuzluğa mahkûm bireyleriz her birimiz…
Teessür ve tenzih ile… 

@drktastan

Yorumlarınız bizim için değerlidir !