Köşe Yazılarım

Beraberliklerinin 50. yılını kutlayan çiftin ayakta alkışlanması gereken bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bana beş erkekle evlendiğini söyledi. Şaşırdım ve “Yani bu eşinizden önce dört kocanız olduğunu mu söylüyorsunuz?” diye sordum. Bir kahkaha attı ve “Hayır” dedi. “Evlendiğim erkekler hep aynı soyadını taşıyorlardı. Ben onun beş ayrı halini sevdim,” diyerek devam etti. “İlk âşık olduğum adam; genç, yakışıklı, hırslı ve eğlenceliydi. Bu adamı inanılmaz bir coşku ile sevdim. Daha sonra ikinci adam ortaya çıktı. Bu ikinci adam işkolikti.  Bu işkolik adamı sevmekte başta biraz zorlandım ancak biraz gayretle onu da sevdim. Daha sonra günümüzde orta yaş krizi denen bir dönemden geçti. Doğrusu zor bir dönemdi. Ancak bu süreçten geçen adamı da sevebildim. Sonra emekli oldu. Başlangıçta sarsıldı ama sonunda kendini buldu. O kocayı da sevmeyi öğrendim. Şimdi bu tarafa doğru gelen adama bak! O artık cildi sarkmış, yaşlı bir adam. Bir zamanlar coşkuyla, deliler gibi âşık olduğum o yakışıklı adam değil. Ama ben bu beş adamı da çok seviyorum. Belki eskisi gibi coşkuyla deliler gibi değil ama daha çok derin ve dingin bir sevgiyle seviyorum. İşte sır bu. Beş kocayı da sevmeyi öğrenebilmek…

Ateşi de, közü de, külü de sevebilmeyi öğrenmek. Derin ve dingin… Değişim kaçınılmazdır. Önemli olan değişim süreçleri içinden o yeni insanı keşfetmek, kabul etmek ve farkındalıkla sevebilmektir.

@drktastan

Yorumlarınız bizim için değerlidir !