Köşe Yazılarım

Günümüz ebeveynlerinin belki de en bariz yaptıkları yanlışlardan biri, çocuklarına karşı şefkat ve merhametlerinden de olsa gösterdikleri aşırı korumacı tavırlarıdır. Bu durum aşırı gözetim altında yetiştirdikleri çocuklarını belki bazı risklerden koruyabilir, ancak diğer taraftan çocuklarının daha büyük riskler yaşamasına neden olur.

Dünyada anne ve/veya babasının aşırı korumacı tavrı ile büyümüş, üstün başarılar elde etmiş, insanlığa büyük hizmetler sunmuş biri neredeyse yok gibidir. Çünkü böyle çocuklar devamlı üzerlerinde bir koruyucu şemsiye hissettiklerinden kendilerini adeta kilitler; her şeyi bir dönem anne babalarından sonra başkalarından beklerler. Belki fiziksel olarak gelişmişlerdir ama şahsiyet ve kabiliyet olarak tam gelişememişlerdir.

Çocukların, aile içindeki halleri, koza içindeki kelebeğe benzer. Bir kelebek için “koza yaşantısı”nın her saniyesi çok önemlidir. Hatta kelebeklerin kozadan çıkışı bile çok özeldir.

Koza içindeki hayatını tamamlayan kelebek, yumuşacık başı ile önce kozayı deler. O narin ve hassas vücudu ile kozaya açtığı küçücük delikten dışarı çıkmaya çalışır. Ama bu çok da kolay olmaz. Çünkü delik küçük, kelebeğin vücudu ise büyüktür. Yavru kelebek, önce kafasını, sonra vücudunu o incecik delikten dışarı çıkartmak için mücadele eder. Rengârenk ve hassas kanatları “ha yırtıldı, ha yırtılacak” korkusu ile bir sağa bir sola yalpa yaparak dışarı çıkmaya başlar.

Eğer anne kelebek, yavru kelebeğin bu kıvranışlarına üzülür ve “yavrum dışarı daha kolay çıksın” diye, deliği genişletirse kelebek bir ömür boyu uçamaz. Çünkü yavru kelebek, o daracık delikten dışarı çıkmaya çalışırken koza içinde, vücuduna bulaşmış olan bir sıvıyı da kanatlarından sıyırmaya çalışmaktadır.

Annenin kozadan zorlanarak çıktığını zannettiği yavru kelebek, aslında, kanatlarındaki sıvıdan kendini kurtararak uçuşa hazırlanmaktadır. Yavru kelebek, kozadan çıkarken kanatlarındaki sıvıyı, kozadaki o dar delik vasıtası ile sıyıramamış ise hiçbir zaman uçamayacaktır. Her kanat çırpışında, ıslak kanatları ya birbirine yapışacak ya da kanatlarını ağırlıktan taşıyamayacaktır.

Kelebek koza örneğinde olduğu gibi, anne kelebeğin yaptığı tarzda, “aşırı koruma hissi” ile çocuklarına sahip çıkan anne babalar, çocuklarına iyilik yaptıklarını zannettikleri halde, zarar vermektedirler. Onların hayata hazırlanmasına izin vermeyerek sosyal hayatlarını başkalarına bağımlı hale getirmektedirler. Aşırı koruyucu aile içinde yetişen çocuklar, kozadan suni müdahale ile çıkartılan kelebek gibi, sosyal hayata atılmak için gerekli donanımı hazırlayamamaktadırlar.

Çocuklarımızı sosyal hayata hazırlamak ve hayatın problemleri ile mücadele edebilme kabiliyetlerini geliştirmek için; genel ahlak kurallarını çiğnemedikçe onların hata yapmalarına göz yummamız gerekir. Çünkü çocuklar hata yaptıkça tecrübe kazanırlar. Tecrübe, başarıya yürüyen bir insanın en güçlü hafızasıdır. Çocuklar pratikte bir şeyler yaptıkça yapabileceği yeni şeyleri keşfederler. Bırakalım çocuklarımız kendi kabiliyetlerini inkişaf ettirecekleri bir yaşam sürsünler. Nede olsa:  “Bir ebeveynin görevi çocuklarını yönetmek değil, onları doğru bir şekilde yönlendirmektir.”

@drktastan

Yorumlarınız bizim için değerlidir !