Köşe Yazılarım

Psikoterapi çoğu zaman gözümüzün önündeki bir objeyle başlar. Ve bu anlamda basit bir kumbara bile zengin bir veri kaynağı olabilir, görene ve algılamasını bilene.  Bir keresinde masamın üzerinde duran bir yardım kuruluşuna ait kumbarayı gören hastam, ona atacak bozuk parası olmadığı için özür dilemişti defalarca. Bir başkası; “Hayırdır doktor bey, bu aralar ekonominiz iyi değil galiba” diyerek nüktedan bir tavır sergilemişti kendince. Bir diğeri; “cebindeki beş lirayı gözümün içine sokarcasına kumbaraya atarken, senden mi esirgeyeceğiz doktooor!” diyerek ukala bir tavır takınmıştı, bonkörlük yaptığını sanırken.  Başka biri; “Bu kumbarayla tüm zihniyetini deşifre etmiş olmuyor musun?” diyerek beni çok şaşırtmıştı.

Bazı hastalar yazdığım kitaplarımı okur ve geri bildirimde bulunurlar. Bu geribildirimler benim için zengin bir veri kaynağı olur. Kimisi kitap yazdığımı bildiği halde okumaz ve neden okumadığını da dile getirir. Bu da bir veri akışıdır benim için. Bir başka hastam yazdığım hiçbir kitabıma para vermediğini ama hepsini para verip alanlardan ödünç alarak okuduğunu ifade etmişti.  İçerikle ilgili yorum yapanlardan, kitabın fiyatına kadar tüm eleştiriler, benim için önemli birer veri kaynağıdır, bununla birlikte bu geri bildirimi yapan insanın bakış açısını anlamama da yardımcı olur çoğu zaman.

Psikoterapi sadece sözcüklerin kalıplaşmış soru ve cevap hali değildir. Günümüz modern tıbbın da her ne kadar bunun aksini uygulansa da.

Psikoterapi aslında, terapistin hastasını olabildiğince bütün olarak tanıma girişiminde bulunduğu aşama aşama gelişen bir süreci içerir. Bu açıdan bakıldığında terapi teorik güdümlü olmaktan çok ilişki orijinli olmalıdır. İşte bu nedenle bazen bir kumbara vesile olur bu ilişkinin başlamasına, bazen de yazdığım veya yazım aşamasında olan kitaplarım.

@drkenantastan

 

 

 

 

Yorumlarınız bizim için değerlidir !